♠️ Bir Sen Bir Ben Fizik
Umudumuz Gençlikte | Pamukkale Üniversitesi “Bir Sen Bir Ben Bir de Mama” kampanyası. Kimsesiz hayvanlar, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de duyarlı olunması gereken ve aslında insan sorumluluğunda olan bir konu. Son zamanlarda çeşitli üniversitelerin kurduğu kulüpler ve düzenlediği kampanyalar oldukça dikkat çekici.
Bir oğlan. Bir kız. Anında kurulan ve uzun süre kopmayan, ne zamanın ne de mesafenin koparabileceği bir bağ. Sonsuza dek sürecek bir bağ. Ya da öyle olduğuna inanmışlardı. On yedi yaşındaki Rune Kristiansen ülkesi Norveç’ten Georgia’daki Blossom Grove kasabasına geri döndüğünde aklında tek bir şey vardı: Ruhunun
nerden başlasam; nasıl söylesem.. iyisi mi en baştan almak. yeni bir bloga hakkımdaki gerçeklerle başlayalım; tüm gerçekler herkesten sakladığım; binbir uğraşla kamufle etmeye çalşıtığım geçmişim.. gerçek ben.. parçalanmış bir ailenin çocuğu olmakla kalmayıp; babasının senelerdir sesini dahi duymamış birisiyim. sanılanın aksine bu beni hiçde olumsuz
Bir sen bir ben Bir aşk bir aşk olsa Nokta nokta Açıklama . Yükleyen: Alkışlarla Yaşıyorum. Yüklenme Tarihi: 16 Nisan 2015 - 18:53. Doksanların
Rüyamda bir sosyal medya fenomeni benim fizik tedavi aldığım bir rehabilitasyonda çalışıyor idi; fizyoterapist imiş sözde. Ben fizik tedavimi almış kasıla kasıla merdivenlerden iniyorum önce, onun bulunduğu kata. Ama merdivenler o kadar dar ki, ayağım aslında birçok basamağın sadece çok küçük kısmına basıyor.
bir ben anlatır, bir ben anlar. kimse ne anlamak ne de okumak zorundadır. Cumartesi, Ocak 25, 2014 sen minicik bir anında kaldın yaşam denilen savaşımın
--> 00:00:58.591 Sen de duydun yani? 33 00:01:46.677 --> 00:01:49.779 Evrenimizin tamamı sıcak ve yoğun bir hâldeydi 34 00:01:49.780 --> 00:
Senbir başka #Sinop kokun bir başka Sinop ..! ^Bir sen birde ben Ayancık Boyabat Dikmen Gerze~> 27 Jul 2022
Pa51v3. Okuduğunuz yazı tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir. bir omzu göklerdebir omzu sürünür yerlerdedağları tanrı yarattı ben tepelerieğreti durur da yine düşmez kepidilinde argo jargon mürekkebiher akşam bir kıraathane peyleyipnara atar racon keser küfrederbıçkın ve savruktur kabadayıomzunda abasıne babası kalır milletinne anasıel ayak çekilinceiki bardak tavşan kanı çay kotarır çırakgelip çökerustasının yanına ve şöyle derçayını yudumlarkeniki yigit bilirim ben bu memlekettesadece ve sadecebiri senbiri benpeki çırak çaycı olmayıp dasentesi kaçıkbir şair olsaydışöyle derdi herhaldeustasınaşiirini sunarkeniki şair tanırım ben bu âlemdesadece ve sadece iki şairbiri senbiri bengeri kalanıvesayirNe zaman derin bir uykuya dalsanız, battaniyenin püskülleri burnunuza dokunduğunda uykunuz bir anda kaçar ve makası bulup kesmek gelir içinizden mütecaviz püskülleri ve her ne zaman bir fatura bulsanız evinizin giriş holünde, hemen bir kâğıt kalem bulup hatırladığınız tüm borçlarla birlikte kayda alır ve aylık bütçeye başlarsınız ama bütçe çalışmanız belki de çoğu zaman bir hiciv şiiriyle mevcut eski göz ağrısı şiirimi paylaşmak amacıyla girdiğim bu sitede birbirinden değerli dostlarla tanıştığımda, dostluklar ve şiir tutkusu tek ağrım oldu. Eğer mesleğimiz şoförlük olsaydı ve her akşam bir kahvede toplansaydık, bir yığın hatalı sollamalar ve çarpışmalar yer alırdı anılarımızda. Yine avcı olsaydık dünyada vurulmadık kuş kalmazdı. Tam aksine bizler şiir gönüllüleri olsak bile bu hatalı sollama çarpışma ve desteksiz atışlardan bazen kurtaramıyoruz kendimizi. Maddi veya manevi açıdan rahatsız olduğumda nükteye başvururum. Nükteler hayatın sert koşullarını yumuşatır ve yaşamı çekilir hale getirir. Söz konusu salt şiir çalışması olduğunda ve tema yalnızlık gibi bir hüzünse yermelerden daha çok hüznü tatlandıran bir espriyi tercih ederim. Bu günkü sohbetime çok anlama gelebilecek bir hiciv şiirimle başladım. Bu naçizane çalışmamın finalinde yer alan biri sen biri ben iki şair arasına kendimi asla koyamam. Eğer koysaydım bu çılgın bir düşünce olurdu. İnsanı insan yapan ritüel estetik duyguların insanı mükemmelliğe sürüklediğini ama insanın asla mükemmel bir varlık olamadığının bilincindeyim. Tanrı mükemmeldir ve asla şiir yazmaz, resim yapmaz, köşe yazıları yazmaz. Biz insanlar beşeri yanımızın eksikliklerini yazılarla kapatır, kasvetli karanlığımızı boyalarla boyar, bir kabadayı gibi nara atıp her sinirlendiğimizde küfür edemediğimizden veya buna yatkın ruhsal bir yapıya sahip olamadığımızdan mizahı seçeriz. Kaybettiğimiz kadını geri getirecek hiçbir kuvvet yoktur elimizde ve tutar bir hasret şiiri karalarız. Bir yazı okunacak kadar olmalıdır diyor ve küçük bir anımla kapatmak istiyorum sohbetimi. Çünkü sizlerin de söyleyeceği çok şey vardır mutlaka. İnsanlar kendini müzikle de anlatır. Üstelik müziğin dili tek ve evrenseldir. Resmin de öyle haksızlık yılında Belçika Limburg madenlerinde 750-1500 metre yerin altında ve belediye otobüsü büyüklüğündeki kayaların altında ölüm dansı ustası başka bir deyişle, maden ustası olarak çalışırken, hafta sonları kitap okur, şiir yazar bazen de memleketten getirdiğim sazımla bir şeyler tıngırdatmaya çok bir arkadaşla tanışmıştık bir Türk Kafesinde adı Ali’ydi. Muhabbet esnasında bana saz çaldığını söylediğinde çok sevinmiştim. Ben de severim karşılıklı çalarız dedim. Beni arabasına bindirmiş ve soluğu doğru onun evinde kahve içtikten sonra sedef işlemeli bağlamasını kucağıma verdi. Olmaz dedim ona iade ettim ve başladı tanrım dedim içimden, Zülfi livaleni’nin kendisi ile birlikte ekibi de gelse bu saundu çalıyordu. Sazını tekrar bana verdiğinde şöyle dediğimi asla arkadaşım ben sana şaka söylemiştim. Ne anlarım ben sazdan cazdan. Eline sağlık sen gerçekten çok bu defterde sevgili Rifati için bir ud şiiri yazmıştım ve finalinde demiştim ki Celali çalsa Rıfati söyleseBir gün Rıfati bana bestesini gönderdi. Şimdi tüm arkadaşlarıma dinletiyorum. Öyle güzel çalıp söylüyor ki benim ud çalıyorum demem şaka olur onun yanında. Yine iddia ediyorum ki; piyasada ünlü birçok sanatçıyı havada karada dostum bir gün karşılaşırsak sakın udunu elime verme benim yazmam sadece şiir icabıydı. Sen çal ve söyle!Harikasın!Sevgili dostlar sohbetimiz hepiniz içindi. Özel gün şiir üzerine de yeteri kadar daldan dala konduk.
Gizl 5,0 / 2 kişi 1 beğenme 1 yorum 882 okunma bir Sen bir Ben Bir gül solmuş bir sen Bir bülbül susmuş bir ben Bir yaş düştü gözden bir sen Bir kuş uçtu özden bir sen Bir tel ağardı karardım ben Bin yol kapandı yoruldum ben Bir güneş battı bir sen Bir ay doğdu yoksun sen Bir hayal kırıldı bir ben Bir kalem darıldı bir ben Bir selam yok bir sen Bin belam var bini de sen Bir fazlayken ben de bir sen Bin eksikmişim sende bir ben.. aCc c Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. bir Sen bir Ben şiirine yorum yap Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz? Yorumlar Şiir Künye Kayıt Tarihi 000734 Puan Okunma Sayısı 882 Yorum 1 yorum Beğeni 1 kişi Web Zaman Damgası Şiiri Beğenenler
Kastamonu Daday'da bulunan bir çiftlikte bulunan bir atın kaza sonucu boynu kesildi. Veterinerlerin bir kısmı işi olduğu için, kimi de "ölür, uğraşma" deyip gelmeyince hayvana kendisi müdahale eden atın sahibi Mehmet Kılıç, boynundaki damarı kesilen atının hayatını bahçede bulduğu hortumla kurtardı. Her geçen gün yaranın kapandığını ifade eden Kılıç, "Hayretler içinde kalanlar var. 'Sen bypass yapmışsın.' diyenler oluyor" dedi. AT ŞAHA KALKINCA BOYUNUNU KESTİ Kastamonu'nun Daday ilçesinde bir çiftlikte kaza sonucu boynunda derin kesik oluşan atı, sahibi bahçedeki hortum sayesinde kurtardı. At çiftliği sahibi Mehmet Kılıç'ın atı "Alkız", 20 gün önce şaha kalktığı sırada çatı sacına boynu isabet etti. Kanlar içinde kalan atının yanına giden Kılıç, boynunda büyük bir yara olduğunu ve damarın kesildiğini fark etti. Aradığı veterinerlerin bir kısmı işi olduğu için, kimi de "ölür, uğraşma" deyip gelmeyince Kılıç, ata kendisi müdahale etmek istedi. HORTUMLA İKİ DAMARI BİRBİRİNE BAĞLADI Atlar için elinde ilaçları bulunan Kılıç, ailesinin de yardımı ile atı uyuşturarak, kesilen damara önce serum hortumu taktı. Atın kafasındaki damarların şiştiğini fark eden Kılıç, daha sonra bahçede sulamada kullandığı hortumdan 25 santimetrelik bir kısmı keserek, iki damarı birbirine bağladı. Kendi imkanları ile atına müdahale eden ve günlük pansumanını yapan Kılıç, atını hayatta tutmayı başardı. Yarası günden güne iyileşen ancak tam kapanmayan "Alkız"ın, hayatını kurtaran renkli bahçe hortumu ise dışarıdan görülebiliyor. Mehmet Kılıç 11 yaşındaki "Alkız"ın 9 senedir kendisinde olduğunu söyledi. "HORTUMU DAMAR GİBİ TAKTIK" Çiftliğinde on atının olduğunu ve "Alkız"ı da onlarla birlikte müşterileri safariye çıkarmakta kullandığını anlatan Kılıç, "Alkız safkan Arap atı. Biz bu atı safarilerde kullanıyorduk. Bundan 20 gün önce bölgemizde bulunan çatının sacına sıçrayan atın toplardamarı kesildi." dedi. Kılıç, toplardamarı kestikten sonra ilk tedavi olarak ne yapacaklarını bilmediklerini anlatarak, "Şaşkınlıktan iki damar arasına serum borusu taktım. Sadece amacımız kan kaybını önlemek ve atımızı kurtarmaktı. Daha sonra serum borusunun ince geldiğinin farkına vardık. Atın kulak kısmından şişme meydana geldiğini gördük. Veteriner arkadaşlara söyledik ama kendilerinin işlerinin olduğunu söylediler. Mecburen bu atımızı bekletemezdik. Serum borusunu değiştirip onun yerine bahçemizdeki sulama yaptığımız borulardan toplardamarın iki ucunu birbirine getirerek damar gibi taktık." diye konuştu. Yaptıkları işlemin doğruluğu konusunda bir fikrinin olmadığını anlatan Kılıç, "Bu konuda bilinçliyiz bilmiyoruz. Borunun ata ne kadar zararı olur onu da bilmiyoruz. Bizim için atımızı bir gün daha canlı halde görmemiz önemli. Amacımız bu. Çok şükür yaramız her geçen gün küçülüyor. Boruyu da dışarıdan görebiliyoruz. Her geçen gün yara küçüldüğü için bu bize umut veriyor. En azından ölürse dahi biz çaba gösterirken ölsün dedik. Çok şükür Allah bize bunu bağışladı. Hortum yaklaşık 25 santimetre uzunluğunda. Çünkü her iki damardan çıkmaması lazım." ifadelerini kullandı. "HAYRETLER İÇİNDE KALANLAR VAR" "Alkız"ın kendisi için diğer atlardan farklı olduğunu anlatan Kılıç, aralarında özel bir bağ olduğunu vurguladı. Alkız'ı boynundaki yarasıyla görenlerin çok şaşırdığını belirten Kılıç, şunları kaydetti "Hayretler içinde kalanlar var. 'Sen bypass yapmışsın.' diyenler oluyor. Bunu profesyonel bir ekibin yapması lazım ama ben o süreç içinde kimseyi bulamadığım için şaşkınlıktan bunu yaptım. Çok şükür atımız kurtuldu. Ben bu saatten sonra zaten buna binmem. O olay olduktan sonra ben üç gece uyumadım. Üç gece boru nedeniyle eğilemediği için yemini suyunu havada verdim. Amacım çiftliğimin önünde görmek, yaşadığını bilmek. Çünkü ben bunun çok ekmeğini yedim. Bana hiç agresifliğini görmedim. İnşallah o koyduğumuz boru da vücuduna bir zarar vermez. Bunun her türlü bakımını yaparız, her türlü eksiğini gideririz sadece biz bunu çiftliğimizde görelim, elimizdeki bir üzümü verelim. At sevdası bambaşka bir şeydir hiçbir şeye benzemez." Kaynak AA
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul'da çekilen 'Gençler İçin Gençlerle Beraber' programının 10. bölümünde sağlık alanında çalışan gençler ve tıp öğrencileriyle buluştu. Akşener'in, "Bir fırsatın olsaydı gider miydin" sorusuna sağlık çalışanı, "Ben bu ülkeyi terk etmek istemiyorum. Giderlerse gitsinler denecek olan insanlar, gerçekten biz değiliz. Biz bu söylemleri hak etmiyoruz" Parti Genel Başkanı Meral Akşener, gençlerle buluşmaya devam ediyor. İstanbul'da çekilen 'Gençler İçin Gençlerle Beraber' programının 10. bölümünde sağlık alanında çalışan ve okuyan gençlerle Parti Genel Başkanı Merak Akşener'in de sosyal medya hesabından "Genç sağlıkçılarımızın maruz kaldıkları haksızlıkları duyurmak, Korkularına, üzüntülerine ve mücadelelerine ortak olmak için; 'Gençler İçin Gençlerle Beraber'in yayında" notu ile paylaştığı videoda Akşener, "Sağlık alanında çalışan genç sağlıkçılar diyeyim. Yeteri kadar taktir edilmediğiniz gibi, çok çirkin bir dille ahkamlar kesiliyor, hükümler veriliyor." dedi."YORGUNUZ, MUTSUZUZ, ÜZÜNTÜLÜYÜZ…" Akşener'in, "Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" diye sorduğu sağlık alanında çalışan ve okuyan gençler şunları söyledi "Yorgunuz, mutsuzuz, üzüntülüyüz…Mesleğimi seviyordum ama hani bu şekilde ayak altına düşmesini açıkçası bizi çok alınan tatminin direkt zaten sıfırlıyor. Şu an içimde gram doktorluk yapma isteği yok.""BUGÜN OLSA BUGÜN GİDEBİLİRİZ" Akşener'in "Bir fırsatın olsaydı gider miydin" sorusuna ise sağlık alanında çalışan ve okuyan gençler şunlar söyledi "Bugün olsa bugün bu ülkeyi terk etmek istemiyorum. Giderlerse gitsinler denecek olan insanlar, gerçekten biz değiliz. Biz bu söylemleri hak anda bir gelecek görüyor musunuz derseniz, yüzden bizde korktuk biraz ama istediğim meslek olduğu için mecburen… Seçtim ama da haklı kafasına silah da gürültüler, hastaların üzerimize yürümesi, şiddet olayları oluyor. Ama bunun yüzde 1'i bence alkışlayan ellerin şu an bizlere vuruyor olmasını, belli başlı noktalarda yerden patladı ve gün geçtikçe daha kötüye gidiyor. Tamamen üst mertebedeki insanların keskin bir şekilde 'Benim sağlıkçıma dokunamazsın'ı söylemelerini dokunamazsan asla tedavi edemezsin. Onlara bu şekilde dokunurken, onların dokunuşları maalesef ki bizleri ki okuduğumuz bölümden daha zor olan bir şey bu bölümle birlikte yaşamak ve bu olanlara rağmen yaşamak.""SİZİN SESİNİZİ DE DUYURMAYA DEVAM EDECEĞİM" Akşener, toplantı sonrası sağlık alanında çalışan ve okuyan gençlere şunları söyledi "Bu tür toplantılar o kadar faydalı ki… Sizin sesinizi duyurmaya da devam edeceğim. Çok teşekkür ederim." Meral Akşener İYİ Parti İstanbul Güncel Haberler
bir sen bir ben fizik