🥍 Sefer Bizim Zafer Allah Indır Kimin Sözü

4GghsF. Ana Sayfa Diğer haberler MHP Amasya İl Başkanı Erhan Demir, Amasya kararını vermiş yediden, yetmişe herkes Mehmet Sarı diyor. Yaklaşık 125 gündür hiç durmadan gece gündüz, yağmur, kar demeden tüm teşkilatlarımızla il, ilçe, kadın kollarımız, Ülkü Ocaklarımız, Sivil Toplum Kuruluşlarımızla Milliyetçi Hareket Partisi'ne gönül vermiş, bize inanmış arkadaşlarımızla çok çalışıyoruz ve hedefe kilitlendik dedi.   MHP Amasya İl Başkanı Erhan Demir, Amasya kararını vermiş yediden, yetmişe herkes Mehmet Sarı diyor. Yaklaşık 125 gündür hiç durmadan gece gündüz, yağmur, kar demeden tüm teşkilatlarımızla il, ilçe, kadın kollarımız, Ülkü Ocaklarımız, Sivil Toplum Kuruluşlarımızla Milliyetçi Hareket Partisi'ne gönül vermiş, bize inanmış arkadaşlarımızla çok çalışıyoruz ve hedefe kilitlendik dedi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Demir şunları kaydetti "Sefer bizim Zafer Allah'ındır dedik. Kapı kapı, sokak sokak, gezerek Amasya'da gönüllere girdik. Allah'a hamdü senalar olsun ki Amasya'nın gönlünü kazandık. Milliyetçi Hareket Partisi MYK üyesi Amasya belediye başkan adayımız 2015 yılı milletvekilliği seçimlerinde MHP Amasya milletvekili seçilmiş fakat yurt dışı oylarıyla milletvekilliği elinden alınan, gönlünü her zaman Amasya'ya hizmet etmeye adamış, gönüllerin vekili olarak Amasya halkının sevgisini, takdirini kazanmış Amasya sevdalısı sayın Mehmet Sarı ağabeyimiz, sözünün eri yapacakları birbirinden kıymetli yatırımlar ve 2500 kişiye iş imkanı sağlayan projeleri ile Amasya'da ses getirdi. Vatandaşlarımızın yoğun ilgisi birilerini rahatsız etmiş olacak ki, kendilerine halkın ilgisi azalınca ne yapacaklarını, ne konuşacaklarını şaşırıp çareyi meydanlarda edep dışı konuşmalar yaparak, iftira dedikodu yaparak, Amasya halkının oylarına talip oluyorlar. Bizler Milliyetçi Hareket Partisi Amasya teşkilatları olarak bu çirkin siyaseti men ediyor bu tür provokatörlere pirim vermiyor ve şiddetle kınıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanımız Sayın Bahçeli beyin teşkilatlara ilettiği talimatlarına harfiyen uyuyoruz. Biz MHP Amasya teşkilatları olarak Yeni kapı ruhuna uyuyor ve ona göre hareket ediyoruz. Yeni kapı ruhuna uymayan zihniyet 15 Temmuzdan ders çıkaramamış aklın kırıntılarıdır. Bu bir mahalli seçim, meydanlar er meydanı, halka hizmete talip olan çıkar konuşur. Mevkisi olmayanlara laf düşmez, herkes haddini bilecek nereden geldiğini unutmayacak, ekmek yediği kapıyı bilecek. Bu tip fitne ve dedikoducularla daha fazla polemiğe girmek istemiyoruz. Mevlana ne güzel söylemiş "Suskunluğum Asaletimdendir. Her lafa verilecek bir cevabım var. Lakin, bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye” Seçimlere az bir zaman kaldı. Bizim derdimiz Amasya'ya hizmet, işsize iş, garib gurabanın sıkıntısını gidermek, derdine derman olmaktır ve onların hayır dualarını almaktır. Herkes işine baksın, bizim yapacak çok işimiz var. Gene sözüyle " Edep Ya Hu" diyorum. 31 Martta vereceğimiz karar çok önemli Milliyetçi Hareket Partisi Amasya belediye başkan adayımız üyemiz Sayın Mehmet Sarı başkanım Amasya'mızı işsizlikten, turizme hastanesinden sağlık ocağına 100 projeyle mega kent yapacak güçtedir. Sözü senettir. 31 Martta sandıklardan zaferle çıkacağız inşallah. "Sefer bizim Zafer Allah'ındır." Diye merkezi0SEVDİM0ALKIŞ0KOMİK0İNANILMAZ0ÜZGÜN0KIZGINBenzer Haberler Belediye meydanında bir araya gelen Herkes Farkında Platformunun basın açıklamasına bazı siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum kuruluşu üyeleri destek verdi. Platform üyeleri adına Muş Alparslan Üniversitesi öğrencisi Özkan Orun bir açıklama yaptı. Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tahliye olduklarının hemen ardından seçilmiş Cumhurbaşkanına hakaret etmelerinin kabul edilemez bir durum olduğunu belirten Özkan Orun, “Henüz kamuoyunun vicdanına ve adalete yaptıkları casusluk faaliyetlerinden dolayı hesap verememişken, sanki beraat etmiş gibi yaptıkları şovları çok net bir şekilde görüyoruz. Daha tahliye olduğu ilk dakikalarda bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanına Hesap verecekler' diye tehdit etme cüreti gösteren bu zatlara, millet olarak söyleyeceğimiz birkaç söz var. MİT Müsteşarına yapılmaya çalışılan operasyondan Gezi eylemlerine, 17-25 Aralık teşebbüsünden MİT TIR'ları olayına kadar zaten siz, kendi meşrebinizce hesap sormaya çalıştınız Sayın Can Dündar. Ama milletin feraseti sizin yasa dışı hamlelerinizin hepsini bertaraf etti ve etmeye de devam edecek” dedi. Can Dündar ve Gül'ü eleştirmeye devam eden Orun, sözlerini şöyle sürdürdü “Suriye'deki diktatörün değirmenine su taşımak için, bölgedeki muhaliflere ve Türkmenlere gittiği belli olan yardım TIR'larını, henüz o bölgede dahi olmayan IŞİD'e gittiğini iddia ederek binlerce masum insanın ölümüne sebep oldunuz. Tıpkı Esad gibi, PKK gibi. Anayasa Mahkemesinin kararı sizleri aklamıyor.” Dünyanın hiçbir ülkesinde casusluk faaliyeti yapan, ülkesine rağmen çalışan, dış güçlerin piyonu olmuş kişilere kahraman muamelesinin yapılmadığını vurgulayan Orun, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a katılıyoruz. Ve sonuna kadar yanındayız. Üniversiteli gençler olarak her şeyin farkındayız” diye konuştu. Yapılan basın açıklamasından sonra platform üyesi gençler, TRT'nin sevilen dizisi Diriliş Ertuğrul'un sefer bizim, zafer Allah'ındır' sloganlarını atarak olaysız dağıldı. Evet, bizler zaferden değil seferden sorumluyuz. Çünkü zaferi verecek olan Allah’tır. Ancak unutmamak gerekir ki her zafere ulaştıran bir sefer vardır. Hiçbir zafer yoktur ki iyi düşünülmüş, üzerinde çalışılmış ve detaylı hesaplanmış bir sefere sahip olmasın. İdarecilerin sorumluluğu işte o seferin yapılıp yapılmadığındadır. Dolayısıyla sorgulanması gereken nokta da seferin kendisidir. Son sıralarda, sefer’ sorumluluğunu yerine getiremeyen idareciler bir nevi mazeret olarak sık sık biz zaferden değil seferden sorumluyuz’ ifadesini anlam kaydırarak kullanır olmuşlardır. Taraftarlarına ya da bağlılarına şunu demeye çalışmaktadırlar Zaferi verecek olan Allah’tır. Siz Allah niçin zafer vermedi diye sorgularsanız hataya düşersiniz. Onun için dikkat edin!’. Bu tarz yöneticiler, kendilerini sorgulatmamak için de itaat’ kavramını istedikleri şekilde eğip bükerek kendilerine kalkan yapmaktadırlar. Halbuki, sefer’deki kusurlar yöneticilerindir itaat’in değil. Bir daha ki sefer için yapılması gereken gayet temel sorgulamalar vardır. Eğer seferde gizlenmek istenen hedefler, ihmaller ya da komple beceriksizlikler yok ise, tüm sefer baştan sonra sorgulanmalı ve her sefer bir öncesinden daha iyi hale getirilmelidir. Ancak genelde bu yapılmamaktadır. Genelde yaptığımız şunlardır. Seferimizi komple gözden geçirip kusur ve eksikliklerimizi gidereceğimize, tecessüm etmiş ya da etmemiş düşmanlarımızın hayali varlığına karşı kelime harbine girişmekteyiz. Her yerde perişan vaziyetteyiz. Bunun sebebi olarak da hep başkalarını, ötekilerini suçlamakla meşgulüz. Hiç başımıza gelenlerin, kendi ellerimiz ile işlediğimiz kusurlar yüzünden olabileceğini düşünmeyiz. Bu kusurların da neredeyse tamamının seferde yapıldığını görmek istemeyiz. Elbette düşmanlarımız var olacaktır. Fakat, düşmanların varlığı yenileceğimiz anlamına gelmez. Ancak hata ve kusurlarımız ve bu hatalarımızda ısrarlarımız yenileceğimizin teminatıdır. Tarihi süreçlerin önümüze getirdiği fırsatları kendi ilke ve müktesebatımız doğrultusunda değerlendiremez isek, bağırıp çağırmaya devam edip hep başkalarını suçlar isek, birbirimizle savaşmaya devam eder isek, bu halimiz bizim sadece mağlubiyetle değil aynı zamanda aptallık ve basiretsizlikle de karşı karşıya olduğumuzu gösterir. Bu çerçevede ikinci bir husus da şudur. Diyelim ki bir yönetici kadro, elde edilen sonuçları, biz sefer için elimizden geleni yaptık ve ancak bu kadar oluyor’ diye ifade ediyorsa, aslında bu ifade o kadronun kenara çekilmesi gerektiğinin ifadesidir. Böyle bir kadronun yapması gereken iş, hiçbir taktiğe başvurmadan kenara çekilmektir. Bu çekilme o kadroyu yüceltir. Aksi takdirde, o kadronun birikmiş her türlü ilke ve müktesebatı çiğneyerek çeşitli nahoş ittifaklara girmesi tehlikesi belirir. Bu durumdan da herkes etkilenir. Bütün bunlara rağmen, akan su kendi mecrasını bulur. Her zaman da bulmuştur. Çünkü her şey olacağına varır. Son söz, her zaferin bir seferi vardır. Marifet, o seferin yapılmasındadır. Selam sevgi ve saygılar… Prof. Dr. Mete Gündoğan

sefer bizim zafer allah ındır kimin sözü